Bütüncül bir terapi yöntemi olan andulasyon temelde 5 adet biyofiziksel çalışma prensibine sahiptir. Bunlar ne mi? Öncelikle, hücre aktivasyonunu sağlamaktadır. Yani; andulasyon, ATP üretimini uyaran elektriksel mikro-akımlar üretir. Bu süreç, hücrelerimizde bulunan enerji miktarının artırılmasını sağlar. Bu durumun da organlarımız ve dolayısıyla sağlığımız üzerinde olumlu bir etkisi vardır.

Devam etmek gerekirse endorfin salınımı ile ağrı yönetimine yardımcı olur. Bu sayede, ağrı düzeyi azalır ve daha esnek, enerjik bir bedene sahip olmamızı sağlar. İşlem sırasında vücuda verilen titreşimlerin amplitüdleri (genlik) ve frekansları her beş saniyede bir değiştiğinden, vücut bu titreşimlere alışkanlık geliştirememektedir. Bu durum da endorfin salınımına neden olur. Bu sayede güvenli ve tamamen doğal, uzun süreli, kalıcı bir ağrı dindirimi sağlar.

Kan dolaşımı üzerine olan etkilerinden bahsetmezsek olmaz. Andulasyon’un yaydığı titreşimler, vücuda derinlemesine nüfuz eden kızılötesi ışık ile birleştirilerek kan damarlarının genişlemesine yardımcı olur. Böylece, bize daha iyi bir kan dolaşımı sağlar. Bu da bizim daha az yorgun hissetmemizi sağlarken iyileşme süremizi, kan değer profilimizi geliştiriyor. Aynı zamanda, varis ve kramp oluşumunu azaltıyor. Uykusuzluktan, uyuyamamaktan mustarip danışanlarımız da buradaysa dördüncü prensip oldukça ilginizi çekecektir. Gevşeme mekanizmasını aktive eden andulasyon cihazımız bu sayede daha kolay uykuya dalmanızı, daha kaliteli bir uyku sürmesini sağlarken uykusuzluğun verdiği gerginlik ve stresi azaltmada da oldukça etkili.

Son olarak, lenf akışını uyaran cihazımız bu sayede vücutta daha az ödem ve selülit oluşmasından sorumludur.

Bunların yanı sıra; atık maddelerin atılımını artırarak daha efektif bir detoks süreci ve daha sağlıklı hücre yapısı oluşturmaktadır. Yani bu cihaz tam bir iyilik hali sağlıyor demek hiç de yanlış olmaz.